Olimpiyat oyunlarında cinsel gelişim sorunu (Disorders of Sexual Development-DSD) olan sporcular son günlerde en çok konuşulan konulardan bir tanesi olarak gündemde. Kadınlar kategorisinde yarışıp cinsiyet testi sonrası diskalifiye edilen sporcular geçmiş dönemde de olduğunu belirten Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Özbey, “Bu sporcularda vücut tarafından sentez edilen testosteron doğal yoldan elde edilen doping gibi kabul edilmelidir. Yani bu sporcular haksız rekabete sebep olmaktadırlar ve yarışmalarda kadınlar kategorisinde yarışmamaları gerekir” dedi.
Son günlerde 2024 Paris Olimpiyatları’nda, Cezayir’i kadınlar kategorisinde temsil eden boksör Imane Khelif’in cinsiyeti ve aldığı galibiyetler tartışma konusu oldu. Medicana Ataköy Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Özbey, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Imane Khelif’in cinsel gelişim sorunu (Disorders of Sexual Development – DSD) olan bir birey olarak tanımlamak gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Hüseyin Özbey, “Kromozom yapısının XY olduğu belirtilen bu sporcuda, vücut yapısının özellikleri göz önüne alındığında, muhtemelen ‘androjen duyarsızlığı’ olabileceğini ifade etti.
Duyarsızlık nedeniyle cinsel organ yapısı tam gelişmeden doğan bu kişilerin bebeklikten itibaren kız çocuğu olarak yetiştirildiğinin altını çizen Prof. Dr. Hüseyin Özbey, “Tanı konulduğunda (testislerin fark edilmesi, adet olamama gibi sebeplerle) ne yazık ki erişkin olmuşlardır. Bu sporcu, kız çocuğu olarak yetiştirilmiş olsa bile, kendisini kız kimliğinde görse bile, kromozom yapısı ve testosteron hormonu salgılayan testislerinin olması nedeniyle, genetik olarak erkektir” şeklinde konuştu.
Cinsel gelişim sorunları hangi şekillerde olabilir?
Akraba evliliğinin sık görüldüğü toplumlarda cinsel gelişim kusurlarına oldukça fazla rastlandığını ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Özbey, “Güncel olarak, cinsel gelişim sorunlarını genetik (kromozom) ve gonad (testis ve over) yapılarına göre sınıflamaktayız. Bu kişilerin genetik yapısı, cinsel organlarının yapısı ve fonksiyonları ile cinsel kimlikleri arasında uyumsuzluk vardır. Bir bebeğin genetik yapısı XX ya da XY olsa bile, cinsel organı normal gelişmeyebilir veya yetersiz gelişerek şüpheli bir görüntüde olabilir. Bunun nedenleri arasında salgılanan hormonların hedef organlarda yetersiz etki göstermesi, ya da hiç etki gösterememesi olabilir” dedi.
Bebeğin testis ve over yapısı bozuk olduğunda, bu kez hormon sentez kusuru olabilir ve benzer şekilde cinsel organı normal olarak gelişemeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Özbey, “Hem ülkemizde hem de dünyada bu konuda tecrübeli doktorların sayısının azlığı nedeniyle bu bebeklerin / çocukların tanısı sıklıkla geç konulmaktadır. Bu hastaların uzmanlaşmış bir komisyon tarafından çok yönlü olarak ele alınması gerekir. Sıklığı giderek artan çift taraflı inmemiş testis ve ağır hipospadiaslı çocukların da bu yönden dikkatle ele alınmaları gerekir” açıklamasında bulundu.
Imani Khelif’in kadınlar kategorisinde yarışması doğru mu?
Olimpiyat oyunlarında DSD’li kişilerin yarıştığı, ancak diskalifiye edildiği birçok örnek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hüseyin Özbey sözlerine şunları ekledi:
“Kadınlar kategorisinde yarışıp, cinsiyet testi sonrası diskalifiye edilen Avusturyalı kayakçı Erik Schinegger iyi bilinen bir örnektir. Bu gruptaki bir diğer sporcu ise 2009 Olimpiyatlarında 800 m koşucusu Caster Semenya’dır. Olimpiyatlarda en sık tespit edilen cinsel gelişim sorunu androjen (testosteron) duyarsızlığıdır. Androjenin (testosteron) cinsel organ gelişimini sağlamayıp, diğer organlar, özellikle kaslar üzerindeki etkisi kişiye performans üstünlüğü sağlar. Bu sebeple, bu sporcularda vücut tarafından sentez edilen testosteron doğal yoldan elde edilen doping gibi kabul edilmelidir. Yani bu sporcular haksız rekabete sebep olmaktadırlar ve yarışmalarda kadınlar kategorisinde yarışmamaları gerekir.”