Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Kanal 7’de canlı yayımlanan Başkent Kulisi programında eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“BİZ STK LARLA PROTOKOL YAPIYORUZ”
Bakan Tekin, TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasındaki konuşması üzerine çıkan tartışmalarla ilgili polemiğe dönüşen soruyu da yanıtladı.
Bu konuyla ilgili ilk defa açıklama yapmak istediğini dile getiren Tekin, şunları aktardı: “Bir kere hukuk devletinde yaşıyoruz. Biz Millî Eğitim Bakanlığı olarak kiminle protokol yapabiliriz? Benim protokol yapmam için karşımda ya bir gerçek kişi olacak ya da bir hukuki tüzel kişilik olacak. Gerçek kişiden kastım, mesela Çorum’un Alaca ilçesinde bir hayırseverimiz cuma günü geldi, ’18 yaşında kızımı kaybettim, onun adına bir okul yapmak istiyorum.’ dedi. Bu bir gerçek kişidir ve protokol yaparım. İkincisi, hukuki bir tüzel kişilik. Bu bir kamu kurumu veya bir sivil toplum örgütü olabilir. Bunların dışında bir kişiyle herhangi bir cemaatle ya da tarikatla protokol imzalamamız hukuken mümkün mü? Değil. Öyle bir hukuki tüzel kişilik yok.”
Hukukta, dernek ve vakıf olmak üzere iki yapının sivil toplum kuruluşu (STK) olarak kabul edildiğine dikkati çeken Tekin, “Dolayısıyla ben diyorum ki siz bunlara ‘cemaat ya da tarikat’ diyorsunuz, kodluyorsunuz, biz öyle bir şey yapmıyoruz, biz STK’lerle protokol yapıyoruz.” dedi.
“Böyle bir hakkınız yok”
Bakanlığın protokol yaptığı STK’lerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Tekin, bu protokolleri yapmaktan bir rahatsızlığının bulunmadığını söyledi.
Millî Eğitim Bakanı Tekin, sözlerine şöyle devam etti: “Pozitif hukuka göre dernek ya da vakıf olarak tanımlanmış bir yapıyı cemaat ya da tarikat olarak tanımlama yetkisini nereden buluyorsunuz? Böyle bir hakkınız yok. Bunlar pozitif hukuka göre kurulmuş STK’ler. Bu STK’lerle yaptığımız protokoller, biz burada dominant olan, egemen olan taraf Bakanlık olarak biziz. STK’lerle yaptığımız protokollerin tamamı gönüllülük esasına dayanır. Yani hiç kimseyi zorlayarak bir STK ile protokol yapmayız. STK’lerin faaliyetlerini duyururuz, gönüllü olan öğrencimiz ya da öğretmenimiz katılır. Gönüllü olmayanları zorlayacak bir şey protokolde asla olmaz. Bu mutlaka yazılıdır.”
Bakan Tekin, müfredata ilişkin soruyu, “Müfredatımızı ciddi oranda seyreltmek istiyoruz. Yani çocuklarımızın üzerindeki yükü, gereksiz şeyleri kaldırmak istiyoruz.” diye yanıtladı.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın 1921 yılında Maarif Kongresi’ni açarken müfredatla ilgili söylediği sözleri aktaran Tekin, “Biz dolayısıyla yerli ve millî bir müfredat, milletin karakteriyle fıtratıyla uyumlu bir müfredat çalışmasının içerisindeyiz.” dedi.