Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah Dr. Dilek Gürsoy,“Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum”

Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah Dr. Dilek Gürsoy,“Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum”

Take Off Girişim Zirvesi için Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah Dr. Dilek Gürsoy, İstanbul’da düzenlenen Take Off Girişim Zirvesi’ne katıldı. Türkiye’nin de yapay kalp üretme konusunda iyi olduğunu belirten Kalp Cerrahı Dr. Dilek Gürsoy, “Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum. Çünkü Fransızlar, Amerikalılar, Çinliler, İsveçliler bu konuda önderler. Neden Türkiye olmasın diyorum. Ben eminim ki çok çabuk bir şekilde iyi bir pompa üreteceklerinden. Cerrahi anlamda tecrübeye ihtiyaçları varsa ben zaten buradayım” dedi.

Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah olarak tarihe geçen Dr. Dilek Gürsoy, Take Off Girişim Zirvesi’ne katıldı.

Almanya’da kalp hastalıkları alanında yaptığı başarılı çalışmalarla tanınan Türk Kalp Cerrahı Dr. Dilek Gürsoy, BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’ın daveti üzerine geldiğini ifade ederek, “Ben ilk başta doktorum, cerrahım, yapay kalp uzmanıyım ve yaptığım işte de bayağı başarılıyım. Aynı zamanda da bu senin başında girişimci oldum. Kendi şirketimi kendi kliniğimi kurdum. Sağ olsun Selçuk Bayraktar burada bir sunum yapmamı uygun gördü. Seve seve geldim. Yapay kalpçi olunca teknikle bir bağlantım var zaten. Benim burada olmamın en büyük sebebi zaten kendisinin azmi, başarısı ve dürüstlüğüdür. Ben böyle insanları severim. Vatana millete hayırlı olan insanları severim. Hizmet sahibi insanları severim. Biz doktor olarak zaten bunu yapıyoruz. Burada gördüklerim ve duyduklarımla beraber çok daha fazla gurur duyuyorum” dedi.

“Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum”

Türkiye’nin de yapay kalp üretmesini istediğini belirten Gürsoy, “Aselsan ile biz bundan iki sene önce bir tıp fuarında görüşmüştük yapay kalbi anlatmıştık. Ben burada bunu anlatmaya geldim. Türkiye’de hem mühendis hem maddi açıdan imkanlar var. Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum. Çünkü Fransızlar, Amerikalılar, Çinliler, İsveçliler bu konuda önderler. Neden Türkiye olmasın diyorum. Ben eminim ki çok çabuk bir şekilde iyi bir pompa üreteceklerinden. Cerrahi anlamda tecrübeye ihtiyaçları varsa ben zaten buradayım” ifadelerini kullandı.

Yapay Kalpten bahseden Gürsoy, “Son evrede kalp yetmezliği yaşayan hastalarımız kalp nakline ihtiyacı olan hastalarımız yakın zamanda kalp nakli bulunamazsa devreye yapay kalpler geçiyor, özellikle tam yapay kalpler, özellikle sol kalbi destekleyen cihazlar. Piyasada şu anda bir tane sol kalbi destekleyen cihaz var. Bir tane de Avrupa’da yapay kalp var. Yani bu da Fransızların. Biri Amerikalıların biri Fransızların. Dünyada 30 milyona kadar kronik kalp yetmezliği hastamız var. Avrupa’da bu 10 milyon. Almanya’da bu 2-3 milyon civarında. Yani sadece iki pompaya muhtacız düşünün yani. Doktor olarak çok endişe halindeyim. Çünkü çok daha fazla olması lazım. Ve her ülkenin de kendi pompası olması şart diye düşünüyorum. Özellikle Türkiye gibi bir devletin, nüfusu zaten belli. Dış devletlere bağımlı kalmamak amacıyla. O yüzden bu girişimler bence önemli. İlla hasta olmayı beklemeyin. Yakınınız da böyle bir problem yaşamasını beklemeyin. Ama şöyle bir gerçek var. Kalp nakli çok önemlidir. Organ bağışı reklamı çok önemlidir. Çünkü şimdiye kadar en iyi standart terapi kalp yetmezliği hastalarımızda organ naklidir. 2024 yılında insanları uzaya uçuruyoruz. Ama tam bir yapay kalp yapamıyoruz. Bu mümkün. Bütçe olduğu müddetçe bu olur. Yeni nesil yapay kalpler Fransızların pompaları var. İsveçlerin pompalarında hayvan denemesi sürecindeyiz. Avusturalyalı bir mühendis pompasını piyasaya çıkardı. 5 tane hastaya takıldı. Gelecekte kablosuz gürültüsüz olacak. Tabi bu biraz zaman alacak. 10-15 sene gibi bir süreç lazım. Pompayı üretmek 2 senelik bir durum değil. Parasızlıktan 20 seneye kadar bir zaman alabiliyor bu süreçler. Araştırmalar iyi gidiyor. Kalp nakline alternatif olacak pompalar da geliyor inşallah” diye konuştu.

“Yapay kalbin uzamanı olmanız için 1,2 sene yetmiyor”

Yapay kalp uzmanı olmakta 2,3 sene yeterli olmuyor diyen Gürsoy, “Asistan doktor olarak Avrupa’nın en büyük kalp merkezinde çalışmaya başladım. Kalp nakilleri yapılan yapay kalpler yapılan implante edilen bir hastane de başladım. Ameliyatlarına girdim. Derken tecrübe kazandım. Ameliyatları ben yapmaya başladım. Bu 10-15 senelik bir süreç. Yapay kalbin uzamanı olmanız için 1,2 sene yetmiyor. Hatta cerrahi anlamda impilante etmeye yeteneğiniz de yetmiyor. Buna çok büyük bir tecrübe lazım. Uzun vadeli bir tecrübe lazım. Ameliyat sonrası süreç çok önemli. Pompayı 2, 3 saatin içinde takıyorsunuz ama öncesi ve sonrası çok çok daha önemli burada. Çok üzülüyorum bazen bazı cerrahlar var sadece egolarını tatmin etmek için bir tane pompa takalım ikincisini de takalım haberimiz yapılsın bitsin olay diyenler var. Bunlar verimli bir şey değil. Hastane içinde hasta içinde asla verimli değil” dedi.

“Tam yapay kalpte 5 yıl yaşayan bir hastamız var”

Hastaları sıkı takip altında tutuklarını ifade eden Gürsoy, “Genellikle ameliyat sonrası 4 hafta sonra biz hastalarımızı taburcu ediyoruz. Devamlı takipte tabi. 24 saat telefonla ulaşabilir şekilde hem bize hem de pompa firmalarına hafta da bir bizi ziyarete geliyorlar. Hasta ya nakil olasıya kadar ya da tam teknik bir pompa üretilene kadar bizim takibimizin altında. Tam yapay kalpte 5 yıl yaşayan bir hastamız var. Sol kalbi destekleyen cihazda da 15 seneye 20 seneye ulaşan hastalarımız var. Tam yapay kalp nakil olasıya kadar takılan bir alettir. O yüzden en uzun yaşayan hastamız 5 senelik. 10,15 senelik idare edecek bir pompa yapabilirsek eğer ki plan program bu o zaman da kalp nakline de ihtiyaç kalmayacak” dedi.

Girişimlere kendilerine inanıyorlarsa asla vazgeçmesinler diyen Gürsoy, “Ben bir kalp cerrahı olarak kendi kliniğimi kuruyorum. Muayenehane kuran, estetik hastaneler kuran çok insanlar var. Kadın girişimcilerimi de var. Ama benim alanım çok özel. Yapa bildiklerim ortada. Bunları bilerek de sadece birkaç kişi seni engelliyor diye istemiyor diye bu hedeflerden ben vazgeçmem. Bu konuda inat etmek çok önemli kendine inanmak çok önemli ve yılmamak çok önemli. Arada sırada konfor alanından çıkmakta önemli. Paralar harcamak zorundasın. Düşmanlarla bir savaşa girmek zorundasın. Buna mental bir gücün de olması şart. Hastalara faydamın farkında olduğum için asla vazgeçmedim. Kendine güvenen de asla vazgeçmesin” şeklinde konuştu.

Exit mobile version