Günümüzde televizyon ve dijital platformlarda yayınlanan programların içerikleri, toplumun genel ahlaki yapısını ve değerlerini doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Ancak, birçok program yapımcısının argo kelimeler kullanması ve cinsellik temalı konulara ağırlık vermesi, hem bireyler hem de toplum üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor. Bu durumun temel sebeplerini ve sonuçlarını ele almak, toplumun bu tür içeriklere karşı bilinçlenmesi açısından büyük önem taşıyor.
Program yapımcılarının bu tür içeriklere yönelmesinin en önemli sebeplerinden biri, reyting kaygısıdır. Argo kelimeler ve cinsellik temalı konular, izleyicilerin dikkatini çekmek ve programın izlenme oranlarını artırmak için kolay bir yol olarak görülüyor. Özellikle genç kitlelerin bu tür içeriklere daha fazla ilgi göstermesi, yapımcıları bu tarz programlar üretmeye teşvik ediyor. Ayrıca, dijital platformların yaygınlaşmasıyla birlikte sansürsüz içeriklerin daha fazla talep görmesi, bu eğilimi güçlendiriyor. Ancak, bu tür içeriklerin kısa vadeli ticari kazançlar sağlasa da uzun vadede toplumsal değerler üzerinde ciddi tahribatlara yol açtığı göz ardı ediliyor.
Bu tür programların toplum üzerindeki olumsuz etkileri oldukça geniş bir yelpazeye yayılıyor. Öncelikle, argo kelimelerin ve cinsellik temalı içeriklerin normalleştirilmesi, özellikle gençler ve çocuklar üzerinde olumsuz bir rol model etkisi oluşturuyor. Genç bireyler, bu tür içeriklerden etkilenerek argo konuşmayı ve cinselliği bir eğlence unsuru olarak görmeye başlayabiliyor. Bu durum, ahlaki değerlerin zayıflamasına ve toplumsal normların bozulmasına yol açıyor. Ayrıca, bu tür içerikler, aile içi iletişimi ve değer aktarımını da olumsuz etkileyerek kuşaklar arası çatışmaları artırabiliyor.
Bir diğer önemli etki ise, toplumun genel ahlaki yapısının zayıflaması ve bireyler arasındaki saygının azalmasıdır. Argo kelimelerin ve cinsellik temalı konuların yaygınlaşması, bireylerin birbirine karşı daha kaba ve saygısız bir dil kullanmasına neden olabiliyor. Bu durum, toplumsal ilişkilerin zayıflamasına ve bireyler arasındaki güvenin azalmasına yol açıyor. Ayrıca, bu tür içeriklerin sürekli olarak gündemde tutulması, toplumun daha ciddi ve önemli konulara olan duyarlılığını da azaltıyor.
Ancak burada asıl sorulması gereken soru şudur: Bu tür yayınlar gerçekten ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir mi? Elbette hayır! Argo ve cinsellik temalı içeriklerin, toplumun ahlaki yapısını zayıflatan, gençleri yanlış yönlendiren ve toplumsal değerleri hiçe sayan bir araç haline gelmesi, ifade özgürlüğü adı altında savunulamaz. İfade özgürlüğü, bireylerin düşüncelerini özgürce ifade etme hakkıdır; ancak bu hak, toplumun genel ahlakını ve değerlerini zedeleyecek şekilde kötüye kullanılamaz. Bu tür içerikler, ifade özgürlüğü değil, ahlaki yozlaşmanın ve ticari çıkarların bir ürünüdür.
Devletin bu konuda daha etkin bir rol alması ve bu tür içeriklerin yayılmasını engellemesi artık bir zorunluluktur. Toplumun ahlaki yapısını korumak, yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda devletin de sorumluluğundadır. Bu tür programların denetim altına alınması, yalnızca bir tercih değil, toplumsal düzenin korunması için bir gerekliliktir. Devlet, bu tür içeriklere karşı daha sert yaptırımlar uygulamalı ve toplumun değerlerini hiçe sayan yapımcılara karşı tavizsiz bir duruş sergilemelidir. Aksi takdirde, bu tür içeriklerin yaygınlaşması, toplumun geleceğini tehdit eden bir sorun haline gelecektir.
Selamünaleyküm Sağlıcakla Kalın.